Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Tüm Fenerbahce taraftarlarını bekliyoruz
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Meraklisina Tarİh(6s )

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
lionel_Samet
Admin/Kurucu
Admin/Kurucu
lionel_Samet


Erkek Mesaj Sayısı : 167
Yaş : 33
Nerden : Kocaeli
Kayıt tarihi : 16/07/08

Meraklisina Tarİh(6s ) Empty
MesajKonu: Meraklisina Tarİh(6s )   Meraklisina Tarİh(6s ) Icon_minitimePerş. Tem. 17, 2008 9:53 am

MERAKLISI İÇİN TARİH

Tarih, genelde hepimizin en ek*** olduğu konudur.
Umursamadığımız tarihi okudukça anlarız ne kadar az bildiğimizi ve ne
kadar boş şeylere inandığımızı. Ülkemizde “tarih yazmaya” heves son
yıllarda arttı. Biz, bu uzun yazımızda, yazılmış tarih kitaplarından
pasajlar ve kaynakçalar vereceğiz. Tabi ki bütün bu olan bitene
hissiyatımızı da sakınmadan yazacağız. Olan biten şu:

Bu aralar Fenerbahçe’ye her koldan ve sistematik olarak yıpratma
politikası uygulanmaya çalışılıyor. Bunu yapanların metotları ise;
öncelikle tarihte kayıt altına alınan gerçekleri, yaşananları,
yapılanları yok var sayıp, olmayan hikâyeler uydurmak, sonrasında ise
bunu uzun uzun anlatıp, sulandırarak herkese kabul ettirmeye çalışmak.
Bu kla*** elitist – aristokrat taktiklerine alıştık alışmasına ama en
son iddiaları bardağı taşırdı. Çünkü bu iddia olarak ortaya atılan SAV
(!) zaman içinde her sefer olduğu gibi anlatıla anlatıla GERÇEKLER
yerine konmaya çalışılacaktı. Buna müsaade edilemez.

Bir Galatasaray Yalanı: Atatürk 3 Mayıs 1918’te İstanbul’da değildi. Dolayısıyla kulübünüze gelmedi ve defterinizi imzalamadı.



Takdir edersiniz ki bu konuda en güvenilir kaynak Mustafa Kemal
Atatürk’ün bizzat kendisidir. Mustafa Kemal Atatürk, kendi el yazısıyla
tuttuğu “KARLSBAD'DA ''GEÇEN GÜNLERİM'' başlıklı notlarında “30 Haziran
1918 Pazar günü öğleden sonra saat 07.30'da Karlsbad istasyonuna
muvasalat edildi” demektedir ve bu notlar ATATÜRK’ün manevi kızı Prof.
Dr. Afet İNAN tarafından kitaplaştırılmıştır.



Bu konuyla ilgili olarak “Bilgi Edinme Kanunu” kapsamında, Mustafa
Kemal Atatürk’ün mensubu olduğu Türk Silahlı Kuvvetleri’ne de
danıştığımızı, oradan aldığımız cevapta da yukarıda bahsi geçen Prof.
Dr. Afet İNAN’ın kitabının referans olarak tarafımıza sunulduğunu
belirtelim.



Yine de tatmin olamayanlar, Mustafa Kemal Atatürk’ün söz konusu tarihte
İstanbul’da olduğunu, Sayın Sertaç KAYSERİLİOĞLU’nun resmi sitemizde
yayınlanan detaylı açıklamasından ve kaynakçalarından da görebilirler (http://www.fenerbahce.org/detay.asp?ContentID=2555)


Bu iddianın ortaya atılma sebebi nedir? Niçin onca senedir
Fenerbahçe’nin Mustafa Kemal Atatürk tarafından ziyaret edildiğine
itirazı olmayan bir camia ve bu camiayı temsil eden resmi yayın organı
bunu bugün ifşa (!) eder? 100’e yakın seneden sonra değişen şey nedir?
Sanırım cevabı herkes biliyor: Giderek açılan fark. Fenerbahçe’nin
yüzünü, kısır iç çekişmelerden, başarıya, büyümeye, ilerlemeye
çevirdiği bugünlerde açılan farkın yarattığı sinir sistemi bozukluğudur
bu değişimin sebebi.


Fenerbahçe Spor Kulübü, 80 senedir, Mustafa Kemal Atatürk’ün kulübü
ziyaret ettiği gün olan 3 Mayıs gününü, kuruluş günü olarak kutluyor.
Fenerbahçe’nin kuruluş tarihini atfettiği bir günün, sırf Atatürk’ün
Fenerbahçe’ye olan sempatisini yok varsaymak için, olmayan kaynakça ve
kanıtlarla karalanmasına, yaşanmamış sayılmasına, “iftira”dan başka bir
sıfat bulmak mümkün değil.



Galatasaray Dergisi, bu konuda özür dilemeli ve yanlış yaptığını kabul
etmelidir. Bu yapılmadığı takdirde Galatasaray Spor Kulübü’nün en küçük
menfaat için dahi yalan söylemekten ve/veya yalan söyleyenleri içinde
barındırmaktan çekinmediği anlaşılacaktır. Yazmaya çok hevesli
oldukları tarih; bu tavrı ve yalanları da olduğu gibi yazar. Tarihi
saptırmayı ve Fenerbahçe’ye saldırmayı artık bir ”mücadele metodu”
haline getirenler, bugünlerde, kuruluş amaçları olan “Spor alanında
başarı”yı elde edemedikleri için “Sanal Tarih” yazarak saha dışında
galibiyet arama yoluna girmişlerdir. Bu yapılanlar bile Fenerbahçe’nin
ne kadar büyük olduğunu açıkça gösteriyor.

Madem mücadele alanını tarih olarak seçtiler, o zaman bizde bu alanda cevaplarını veririz.

Tarihte Galatasaray ( Galata Sarai )

Galatasaray, Mekteb-i Sultani’de doğmuş bir kulüptür. Ve lise kökenli
bu camianın çözemediği en önemli sorun da şudur: Alaylı – Mektepli!



Öncelikli olarak Galatasaray camiası bu sorununu çözmeli. Çünkü eğer
kulüp mektebinse, mektepli olmayanlar kimdir? Takıma destek verenler,
aslında kime destek olmaktadır? Galatasaraylılık duruşu nedir? “Kol
kırılır, yen içinde kalır” dendiğinde akla hangi camia gelir? Kol’un
içinde kaldığı Yen "Mektep" ise, Liseli olmayanların konumu nedir?
Halka açık olduğu söylenen bir oluşumda böyle bir içine kapanıklılığın
mantığı nedir?



Biz söyleyelim… Halkın değil sadece bir zümrenin takımı olmanın
ipuçlarıdır bunlar. Fenerbahçe gibi, gücünü halktan alan bir dev
karşısında ezilmemek için, ülkenin her alanında beğeni ve güç kazanmak
için “zümre takımı değiliz!“ deseler de, gelenekleri, söylemleri ve en
önemlisi kongreleri, sadece belirli bir topluluğun takımı olduklarını
gün gibi ortaya koyuyor.

Bu durumu en iyi şekilde anlatan örnek, kulüp başkanlığına gelmiş
kişilerdir. Mektep dışından gelen, yani alaylı olan kişilere ne kadar
rağbet edildiği ortada. Kulübü karşılıksız seven taraftarların
istemediği birçok adayın başkanlığa tekrar tekrar gelmesi, diğer bir
deyişle istifası yıllarca beklenen, büyük tepkiler ve protestolarda
bulunulan kulüp başkanlarının daima mekteplilerce yeniden iktidara
taşınması, bu konudaki en önemli gösterge. Bu kulübün asıl sahiplerinin
tescili, tribünlerin yok varsayılmasıdır. Anlayana!

Demek ki, sokaktaki, tribündeki adam ne derse desin, ne yaparsa yapsın,
mekteplilerin dediği oluyor Galatasaray’da! Son üç yıldır, tribünlerde,
medyada her türlü oluşumlarda gönderilmesi, bir daha seçilmemesi için
yapılan tüm kampanyalara rağmen, sayın Özhan Canaydın, 25 Mart 2006
tarihinde 3. kez başkanlık koltuğuna oturdu. Tıpkı ilk seçildiği
kongrede de yaptığı gibi, büyük kentlerde bulunan ve adına
“Galatasaraylılar Evi” denen, Galatasaray Liselilerin derneklerinde
kendisini anlatması, kongreyi kazanması için yeterli oldu. Kendisini
başka kimseye (taraftarlara) bir şey izah etmek zorunda hissetmedi, ne
televizyonda, ne de tüm kongre üyelerini davet ettiği bir toplantıda
kendini ve yapacaklarını anlatma ihtiyacı duymadı. Çünkü Lise'nin ve
Liselilerin oyunu almak Galatasaray Başkanı için yeterlidir.
Galatasaray'da Liseliler ne derse o olur. Taraftarın söz hakkı yoktur.

Galatasaray'ın halkın değil, mektebin takımı olduğunu en iyi anlatan
satırlar yine bir Galatasaraylı (hem de Galatasaray Spor Kulübü’nün 12
numaralı üyesi) olan Ruşen Eşref Ünaydın'a aittir. Ruşen Eşref, 1955 basımı, “Galatasaray Hatıralarım” isimli kitabında bu durumu şöyle izah eder:

Galatasaray, doğuşunun üçüncü yılı memleketin ilk birincisi
iken, yani sürekli şanının en yüksek zamanındayken Fenerbahçe henüz bir
yaşında idi. Şu halde, Fenerbahçe doğmuş da olsa Galatasaray gene
elbette ilk göz ağrısı idi; en göz önünde durandı; fakat diyebiliriz ki
o doğuştan sonra pek en gözde olmadı. Çünkü Galatasaray bir mektep idi;
bir kültür ocağı. Onun kendine göre bir geleneği, daha yekpare tutumlu
bir seviyesi, bir çerçevesi vardı… O, şehre kolay katılamazdı; şehir
ona kolay sokulamazdı! Günün siyaseti, partinin tutması gibi şeyler ona
pek işlemezdi. Yeni doğan kardeş ise bir semti; doğrudan doğruya
şehirden bir parça, o, şehirden her çevre ile daha ve girgin temas
edebilirdi! Şehir ona daha çabuk sokulabilir ve katılabilirdi!
Meşrutiyet’te iktidara gelen hükümet, diyelim; “ İtiyat ve Terakki” ,
mektepten, ocaktan çok semti tuttu; semti, yani şehri, ve her seviyeden
bir kümeyi… Onun için dilediği muhitten üye ve oyuncu derleme genişliği
de bu kolaylığa eklenince Fenerbahçe’nin itibarı da daha kısa zamanda
yayıldı.”


Bütün bunlara rağmen, mektepli olsun alaylı olsun bütün Galatasaray
Spor Kulübü taraftarları , iftiharla Mekteb-i Sultaniden bahsederler.
Tarih alanında bu kadar iddialı (?) bir camianın güvendiği en önemli
söylemlerden biridir; “138 yıllık tarihi ( ya da 500 senelik tarihi )
olan bir camiayız” cümlesi. Bu cümlelerin altında 100. yıllara henüz
ulaşmış diğer camialara bir fark atmak, büyüklük ve azametlerini uzun
yıllara dayandırmak hevesi yatar. Büyüklüklerine ispat olarak, sık sık
Lisenin tarihini ortaya koyarlar. Bizde kendi kitaplarını ve
kaynakçalarını esas alarak bu geçmişe şöyle bir göz attık.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://fenerbahcem.1talk.net/
 
Meraklisina Tarİh(6s )
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
 :: aNTi :: aNTi-6s-
Buraya geçin: